Kadınlar hamile kaldığında ilk kez ölüm gerçeğiyle temas ederler. Yani bebeğini kaybetme ya da kendine bir şey olursa bebeğine ne olur düşünceleriyle iç içe yaşarlar. Bu kaygı bilinçli ya da bilinçdışı yollarla (mesela rüyalar gibi) sıkça dile gelir.
Kadınları ruhen değiştiren bir durumdur hamilelik. Bir diğeri de doğumdur. Her iki süreç de kadını duygusal ve düşünsel olarak çok geliştirir. Kadın, hamilelikle başlayan ve doğumla devam eden hızlı bir duygusal büyüme gösterir. Bu duygusal gelişim bazen kendi eşiyle arasında çatışmalara neden olan farklılıklar doğurur. Kaygılı ve sorumlu hissedebilirler: Hamilelikte kadın, zihinsel olarak sürekli bebeğiyle, onun sağlıklı gelişimiyle meşguldür. Duygusal olarak bebeğin sağlığı, doğumu, bakımı ve hayatı nasıl etkileyeceğiyle ilgili kaygılı ve sorumlu hissedebilir.
Ayrıca ağlama isteği, huzursuzluk, uykusuzluk, iştahsızlık, dikkat dağınıklığı belirtilerinin görüldüğü annelik hüznü hamilelik sürecinde başlayabilir ve doğumdan hemen sonraki ilk günlerde bir iki hafta yoğun olarak yaşanır ve geçici bir durumdur.