Her bir besin maddesinin organik ya da kanserojen olarak sınıflandırılmaya başlandığı bir devirde yaşıyoruz. Neyin tüketilmesi veya tüketilmemesi gerektiği, neyin yararlı neyin zararlı olduğu konusunda kafalar karışık ve çoğu kişi bu konuda endişeli olabilir. Öte yandan, vücudumuza aldığımız birçok yiyecek ve içecek, bizi fiziksel olduğu kadar ruhsal açıdan da olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor. Mesela, stresli veya mutsuz hissedilen bir anda tüketilen küçük bir parça çikolata oldukça büyük bir fark yaratarak, psikolojimiz üzerinde olumlu etkiler yapabiliyor. Çikolata tüketimi bir ihtiyaçtan çok bir lüks olarak algılanabilirken, yarattığı bu pozitif etkilerden dolayı çikolatasız yaşamı düşünemeyecek kişiler ise oldukça fazla!
Bir diğer bakış açısı ile, anneler çocuklarına çikolata denetip denetmeme ve onlarda çikolata tüketme alışkanlığını oluşturmada konusunda titizlikle hareket ederler. Genellikle gözlemlenen ise çocuk, ebeveynleri tarafından yemeğini bitirme, uslu durma vb. gibi istenilen davranışı sergilerse; bu davranışının karşılığında ödül olarak çikolata verilmektedir. Erken yaşlardan itibaren kurulan çikolata-ödül bağlantısı, yetişkinlikte de kendi kendini ödüllendirme davranışı olarak sık sık görülmektedir.
Çikolata hakkında en yaygın bilinen şeylerden biri de tüketiminin verdiği mutluluktur. Bunun başlıca nedeni de çikolatanın içerdiği ve beyne doğrudan etki eden feniletilamin, kafein, teobromin ve tiramin gibi bileşenler olarak bilinmektedir. Bu bileşenlerin, seratonin hormonunun salgılanmasını sağlayarak mutluluk dağıttığını söyleyebiliriz. Öte yandan, kalp rahatsızlıklarına da iyi geldiği bilinirken, kanser ile savaşan hastalara da tavsiye edilen çikolata, cildi koruyor ve kemikleri de beslemeye yardımcı oluyor. Tüm bu olumlu etkilerinden yola çıkarak, çikolataya bağımlı olmaktan korkmanıza gerek yok! Tahmin edilenin aksine, araştırmalar, bir çikolata bağımlısı olabilmeniz için bir oturuşta 25 kg çikolata tüketmeniz gerektiğini söylüyor!
Geniş kapsamlarda yapılan araştırmalar tartışmalı sonuçlar ortaya koysa da çikolata ve mutluluğun organik bir ilişkisi olduğunu söyleyenler günümüzde oldukça fazla! Özellikle duygusal boşluğu doldurma ihtiyacında ilk başvurulan en kolay seçeneklerden olan yemek yemede, en çok tercih edilen besinlerin başında çikolata gelmektedir. Eğer sürekli çikolata ya da yemek yeme ihtiyacı hissediyorsanız, sizi bu ihtiyaca iten psikolojik sebepleri ortaya çıkarma ve bastırılmış olan bazı sorunları yüzeye çıkarma konusunda destek alabilirsiniz. Unutmayın ki, çikolata kısa süreli mutluluklar sağlasa da, bunu alacağınız yardım ile uzun vadeye dönüştürmek sizin elinizde!
Uzm. Psikolog Damla KUNT
Bu içerik, Fransız Lape Hastanesi tarafından, senCard için özel olarak hazırlanmıştır.
Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
senCard kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Çerez Bildirimi, Gizlilik Bildiriminin bir parçasıdır. Daha detaylı bilgi için Çerez Politikamıza bakınız. Çerezleri Kabul Ediyorum / Kabul Etmiyorum
x
