Sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için anne adaylarının dikkat etmesi gereken çok önemli faktörler vardır. Sağlıklı ve dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, yeterli düzeyde dinlenmek ve gerekli sağlık taramalarını aksatmadan yaptırmak, hem bebeğin gelişimini hem annenin sağlığını olumlu şekilde etkileyecek, sağlıklı bir hamilelik sürecinin atlatılması, bebeğin dünyaya sağlıklı bir şekilde gözlerini açması ve annenin doğum sonrası toparlanma sürecini daha hızlı ve sancısız atlatması için önemlidir.
Ülkemizde özellikle yöresel bir alışkanlık olan ve nesillerdir süregelen “çift canlısın çok yemelisin” inanışı aslında anne adaylarına gereksiz bir yük bindirmekte ve onlara zarar vermektedir. Genel olarak annenin bebekle birlikte artan ek enerji ihtiyacı 300 kaloridir. Anne adayının günlük beslenme alışkanlıklarının üzerine aşırı besin tüketmesi kendisine hem hamilelik hem doğum sonrasında aşırı kilo olarak geri dönebilir. Kısacası 2 dilim tam buğday ekmeği ile hazırlanan bir sandviç ve bir bardak sütün toplam enerjisi bunu karşılayabilmektedir.
Protein vücudun en önemli yapı taşıdır, dolayısıyla bebek gelişiminde de etkin bir rol oynar. Dolayısıyla anne adaylarının hamilelik döneminde hekim ve diyetisyen kontrolünde protein ağırlıklı beslenmeye önem vermesi gerekir.
Ayrıca anne adaylarının ek olarak demir, folik asit, çinko, C ve D vitamini takviyesi alması da uzmanlar tarafından önerilmektedir.
Yapılan araştırmalar, hamilelik döneminde yapılan fiziksel aktivitelerin, örneğin pilates, yoga, yüzme, yürüyüş yapma gibi orta derece fiziksel aktiviteler, hem doğum sürecini kolaylaştırdığını, hem doğum sonrası iyileşmeyi hızlandırdığını ortaya koyuyor.
Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise fiziksel aktivitelerin uzman kontrolünde yapılması ve hamilelik döneminde daha önce denenmemiş bir fiziksel aktiviteye başlanmaması.
Hamileliğin başlaması ve tespiti ile birlikte anne karnındaki bebeğin ve anne adayının sağlığının takip edilebilmesi adına birçok test yapılır. Bu testler ile doğumdan sonra oluşabilecek hastalıkların önceden tespit edilip önlenmesi mümkün olabiliyor.
Bebeğin ultrason ile görüntülenmesinin ardından yapılan belirli kan testleri il kan sayımı, çeşitli parazit ve mikropların tespiti ve önlenmesine yönelik tedavilerin başlatılması için gerekiyor.
Bebekte herhangi bir kromozom anomalisi riski olup olmadığını öğrenmek için 11.-14. haftalar arasında mutlaka ikili test, 15-22. haftalar arasında üçlü test yaptırılması gerekiyor. En sık görülen kromozom anomalisi Down Sendromudur. Down Sendromuna sahip bir bebek doğurma riski 20 yaşındaki bir kadında 1530'da 1 iken bu risk artarak 44 yaşındaki bir kadında 30'da 1'e çıkar. Dolayısıyla ikili test ve üçlü testlerin tüm anne adayları tarafından yaptırılması büyük önem taşıyor.
Detaylı ultrason taraması ile bebeğin vücudunda yapısal bir sakatlık, fiziksel bir kusur olup olmadığına bakılıyor. Bu yüzden ultrason taramalarının ihmal edilmemesi ve düzenli aralıklarla yaptırılması gerekiyor.
Diyabet gelişimi en yüksek olan gebeliğin 24.-28. haftaları arasında şeker yükleme testi yaptırılması gerekiyor. 75 gram şeker ile yapılan OGTT yükleme testi (Oral Glukoz Tolerans Testi) tüm gebelere öneriliyor. Şeker yükleme testiyle gebelikte ortaya çıkabilen gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti) teşhis ediliyor. Gestasyonel diyabet, daha önce diyabeti olmayan, artan hormonların etkisiyle gebelikte ortaya çıkan bir diyabettir. Yaklaşık 100 gebenin 6’sında bu hastalık görülüyor.
senCard kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Çerez Bildirimi, Gizlilik Bildiriminin bir parçasıdır. Daha detaylı bilgi için Çerez Politikamıza bakınız. Çerezleri Kabul Ediyorum / Kabul Etmiyorum
x