Yumurtalık Yetmezliği



Yumurtalık Yetmezliği, 40 yaşın altında, kadınlarda yumurtalık işlevlerinin tam olarak yerine getirilememesi durumu olarak tanımlanır. Yumurtalıklar sadece birer üreme organı olmayıp, aynı zamanda bazı hormonların salgısını sağlayan birer endokrin organdır. 40 yaştan sonra yumurtalık işlevlerinde zaten doğal bir azalma/aksama beklenilmektedir. Yumurtalık rezervi yaş ile birlikte fizyolojik bir azalmaya girer ve bu yumurtalık yaşlanması sürecine ise “Perimenopoz” denir.

DSÖ (WHO) ‘nun tanımlamasına göre, Yumurtalık Yetmezliği, yumurtalıktan kaynaklanabildiği gibi (Primer) başka hastalıkların yansıması olarak da karşımıza çıkabilir. (Sekonder). Beyinden salgılatıcı hormonların artmasına rağmen yumurtalıklardan östrojen üretilemiyor ise Primer, beyinden yeterince salgılatıcı hormon salgılanmadığı için yumurtalıktan östrojen üretilemiyor ise de Sekonder olarak adlandırılır.

Sağlıklı kadınlarda, ergenlikten itibaren her ay vücut gebelik oluşturmak üzere, olgun bir yumurta hücresi üretir. Bu yumurtlama süreci hem beyinden salgılanan “salgılatıcı hormonlar” hem de yumurtalıktan salgılanan, kadınlık hormonları olan östrojen ve progesteron hormonları ile kontrol edilir. Bu iki hormon da yumurtalıkların içindeki hormon üretme birimleri olan follıkullerde gerçekleşir. Her ay adet döngüsü başlarken her bir yumurtalıkta 5-6 adet yumurta kesesi adayları ortaya çıkar, daha sonra bunlardan biri o ay yumurtlamayı sağlayacak başat yumurta kesesi haline dönüşecek şekilde seçilirken, diğerleri gerilemeye gider. Bu başat yumurta kesesinde östrojen hormonu üretilir. Adet döngüsünün ortası gibi de (14-15. Günler gibi) olgunlaşmış yumurta hücresini içeren yumurta kesesi, yine beyinden salgılanan LH hormonu yardımı ile çatlar yani yumurtlama olur ve olgun yumurta hücresi yumurtalığın dışına atılır ve tüp tarafından algılanıp, tüpün dış kısmına alınıp döllenme için bekletilir. Bu günlerde korunmasız ilişki olursa da gebelik oluşabilir. Yumurtlama olduktan sonra ise yumurta kesesi şekil değiştirip progesteron hormonu üretmeye başlar. Yani üreme sistemi ile hormonal salgı sistemi yumurtalıklarda iç içe faaliyet gösterirler.

Kadınlarda erkeklerden farklı olarak, yumurtalıklarda yeniden yumurta hücresi üretimi olmaz. Anne karnında dünyaya geldiklerinde belirli bir sayı (rezerv) ile doğarlar, ergenliğe gelindiğinde ise bu sayı daha da azalır. Sonrasında da aydan aya yumurtlamalar ile rezerv artmadan azalmayı sürdürür. Rezerv, belli bir kritik sayının altına indiğinde ise yumurtlama işlevi aksamaya ve adet düzensiz olmaya başlar. Yumurtlamalar giderek azalmaya ve durmaya başlaması ile hormon üretimleri bozulmaya başlar, doğurganlık da azalır. Artık rezerv iyice tükendiğinde ise östrojen hormonu üretilemez ve menopoza girilmiş olur. Menopoz yumurtalıktan artık östrojen üretiminin durması ve buna bağlı kadın vücudunda oluşan değişimlerin tümünü kapsar. Sadece adet görmemek değildir. Lakin östrojen sadece adet görmeyi sağlamamaktadır. Tıbbi açıdan menopoz son görülen adetten 1 yıl geçtikten sonra girilen bir süreçtir. Ondan önceki döneme perimenopozal dönem denir. Doğa menopoz için ortalama yaş 50 civarıdır. Erken menopoz ise 40 yaşın altında menopoza girme durumudur. Östrojen hormonunun vücutta pek çok işlevi olduğu göz önüne alınırsa, menopozun sadece bir adet görmeme durumu olmadığı, kemiklerden, cilde, beyinden, damar duvarlarına, pek çok dokuda östrojensizlik belirtilerinin görüldüğü birçok organı ve sistemi etkileyen bir durumdur. Bazı kadınlar ise bu yumurta rezervi zaten düşük olarak hayata başlarlar: dolaylısı ile doğal, yaş ile olan azalma, bu kişilerde çok daha erken olur. Bu rezervde genetik olarak X kromozomu ve timüs bezinin de etkileri gösterilmiştir. Bundan ötürü de X kromozomu hastalıkları (Turner Sendromu gibi) ve FMR-1 gibi bazı gen mutasyonlarında yumurtalık işlevi bozulur. Yumurtalık yetmezliği ise yumurtalıktan veya diğer sistemlerin yumurtalığın hormon üretme kabiliyetini baskılaması ile ortaya çıkan doğal olmayan bir durum olduğu için “erken menopoz” olarak adlandırılması aslında bilimsel olarak tam da doğru bir tanımlama değildir. Ayrıca psikolojik olarak da

bu durumda olan kişileri negatif etkilemektedir. Yumurtalık Yetmezliği gerçekte devam eden bir sürecin sonunu tarifler. Genellikle birbirini takip eden 4 klinik aşamadan geçilir. Bu aşamalar kalıcı değillerdir. Hastalar bu aşamalarda birinden diğerine beklenmedik bir şekilde geçerler. Yani her aşamanın herkes için aynı sürmediğini görürüz. Hatta bazı hastalarda bu aşamalar bir süreliğine olsa da geriye doğru dönüp normal yumurtalık işlevlerinin geri de dönebildiği bilinmektedir. Bu aşamalar:


1. Okkült (Gizli-Belirti vermeyen) Birincil Yumurtalık Yetmezliği: (Occult POI):
Bu aşamada hastalarda genellikle bir menopoz bulgusu izlenmez. Hormon seviyeleri normal, adetleri, de düzenli olur. Sadece doğurganlıkları azalmıştır. Genellikle sebebi belirlenemeyen gebe kalamama durumu ile doktora başvururlar. Genellikle de tüp bebek tedavilerinde dışarıdan uygulanan Yumurta Uyarıcı Hormon tedavilerine yanıtları, yaşlarından beklenmeyecek şekilde çok düşük olur.

2. Biyokimyasal Birincil Yumurtalık Yetmezliği:
Bu kişilerde artık hormonal olarak Yumurtalık Uyarıcı Hormon (FSH) yükselmeye başlar ve gebelik için uygulanan tedavilere genellikle yanıt alınamaz. Ancak menopoz belirtileri (sıcak basması, terleme, kuruluk vs gibi) henüz yoktur. Adetler genellikle düzensizdir ancak düzenli de olabilir.

3. Overt (Açık/Belirgin) Birincil Yumurtalık Yetmezliği:
Artık hem hormonal hem de klinik bulgular ortaya çıkmaya, belirginleşmeye başlar. Adetler düzensiz olur. Gebe kalamazlar. Gebelik tedavileri genellikle artık yanıt alınamayacak düzeye gelmiş olduğundan zaten başlanmaz.

4. Erken Yumurtalık Yetmezliği (Premature Ovarian Failure-POF)
Bu son aşamada artık östrojen üretimi tamamen durmuştur. (Hiç yumurta kesesi kalmamıştır) Genellikle hiç adet görülmez (Minimum 4 ay) Kalıcı gebe kalamama durumu oturur. Menopozun klinik belirtileri iyice kendini hissettirmeğe başlar. (Sıcak basması- terleme- kuruluk-kemik yoğunluğu azalması vs gibi) İkincil yani yumurtalığa bağlı olmadan gelişen Yumurtalık Yetmezliğinde ise; yumurtalıktan salgılanan östrojen ve progesteron hormonlarının üretilmesini ve salgılanmasını sağlayan beyinden salgılanan Salgılatıcı Hormonların salgılanmasının bozulması ile karakterize olan çeşitli yumurtalık dışı sorunda olur. Bunlar diğer hormonlardan kaynaklı hastalıklar, çeşitli bağışıklık sistemi hastalıkları, erkeklik hormonu artış hastalıkları, hormon üreten bazı tümörler bazı beyin hastalıkları veya beyne etki eden ilaçların kullanımlarına bağlı gibi nedenlerden kaynaklanabilirler.

Birincil yani yumurtalık kaynaklı nedenler:

1. İatrojenik yani dış kaynaklı olanlar: Bazı kimyasallar, ilaçlar (Kemoterapi gibi) veya radyasyon ya da cerrahi travma gibi bir dış ajanın yumurtalığı harap etmesi ile östrojen üretemez hale getirmesi nedeniyle olanlar.

2. Anormal genetik yapı nedeniyle yumurtalığın işlevinin bozuk olması (Turner Sendromu gibi)

3. İzole yumurtalığa karşı bağışıklık yanıtın oluşması ile yumurtalık yapısının vücudun kendi bağışıklık sistemi ile tahrip edilmesine bağlı gelişen yetmezlik

4. FMR-1 gen mutasyonu

5. Çoklu bağışıklık sistem hastalıklarının bir parçası olan hastalar

6. Nadir genetik nedenlerden kaynaklı (Galaktozemi, 17 alfa hıdrosılaz, 17-20 dezmolaz eksıkliği, FSH reseptör gen mutasyonu gibi

7. Çok nadir timüs bezi hastalıkları: Di George Sendromu, Ataxi-talenjiektazi gibi.

8. Tam Gonadal Disgenezi denen üreme organların doğumsal gelişme bozukluğunda

9. Nedeni Bilinemeyenler, yumurtalık iltihaplanmaları, geçirilen bazı yumurtalığı tutan viral enfeksiyonalar.

10. Yalancı POI: Tiroit hastalıklarında oluşan bazı antikorların yumurtalığı da etkilemeleri

İkincil Yumurtalık Yetmezliği nedenleri:

1. Yeme Bozuklukları, Aşırı egzersiz, aşırı kilo kaybı, bazı psikiyatrik bozukluklar, ağır psikolojik akut travmalar yumurtalıktan östrojen üretimini bozup yetmezliğe neden olabilirler.

2. Bazı ilaçlar

3. Bazı hormonal hastalıklar (Beyinden uyarıcı hormon salgısını bozanlar) prolaktinomalar, hipofiz bezi tümörleri ya da kortizon ya da büyüme hormonu salgılayan tümörler.

4. Hipotalamık tümörler

5. Kallman sendromu

6. Sarkoıdoz, kraniofaringeoma gibi hipotalamusu tutabilen hastalıklar.

Ortalama görülme sıklığı: 30 yaşın altında 1/1000, 30-35 yaş arası 1/250, 35-40 yaş arası ise 1/100’dir.

Bu kişilerin gebe kalamama ihtimali doğal olarak normal kişilere göre çok yüksek olsa da hiç gebe kalamazlar gibi de bir kural yoktur.%5-10 kadarı kendi kendilerine gebe kalabilirler.

Yumurta –embrio donasyonu bu kişiler için gebe kalmaları için en başarılı yoldur.

POI ile bağlantılı olası sağlık sorunları:

1. Erken yaşta kemik yoğunluğu azalmasına bağlı Osteoporoz ve kemik kırıkları.

2. Kalp damar hastalıklarında artış (Doğal östrojenin koruyucu etkisinden muafiyete bağlı)

3. Tedavilere karşı gelişen yan etkiler (Bazı bağışıklık sistemi baskılayıcıları, uzun süreli, yüksek doz kortizon kullanımına bağlı gelişen sorunlar)

4. Eşlik eden hastalıklara bağlı gelişen sorunlar (Guatr, Lupus, Tip 1 DM, Addison Hastalığı, Pernisyöz Anemi, vitiligo vs)

5. Tanı sonrası ortaya çıkabilen Depresyon.

senCard Video Hekimlik - Dr. Ömer Orçun Koçak’ın katkılarıyla hazırlanmıştır.

Bu kategorideki diğer maddeler;

Evlat Edinme

Devamını Oku

Çocuk Sahibi Olmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Devamını Oku

Tüp Bebek Tedavisi

Devamını Oku

Anne Olmak Için En Ideal Yaş Aralığı

Devamını Oku

Sağlıklı Bebek Sahibi Olmak İçin Öneriler

Devamını Oku

Hamilelikte ve Doğum Sonrasında Kadınlar En Çok Neden Korkuyorlar?

Devamını Oku

Hamilelik Belirtileri

Devamını Oku

Hamilelikte Egzersiz

Devamını Oku

Hamilelik Evreleri

Devamını Oku

Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

senCard kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Çerez Bildirimi, Gizlilik Bildiriminin bir parçasıdır. Daha detaylı bilgi için Çerez Politikamıza bakınız. Çerezleri Kabul Ediyorum / Kabul Etmiyorum

x