ALERJİK ASTIM


Alerjik hastalıklar içinde önlenebilen ve tedavisi yapılan bir hastalık olan alerjik astım dünya genelinde çok sık görülen bir hastalıktır.

Akciğerlerimizin içindeki bronş dediğimiz hava kanalların alerjenler tarafından oluşturulan hasarına bağlı gelişen astıma alerjik astım denir.

Alerjik astım bronşların daralması sonucunda çoğu kez nöbetler halinde gelen nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi ile birlikte hırıltılı-hışıltılı solunum ve arka arkaya gelen öksürük ile kendini gösterir.

Astım dünyanın çeşitli bölgelerine göre farklılıklar gösterse bile yaklaşık dünya nüfusunun 300 milyonunu etkilediği tahmin edilen ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Ülkemizde yaklaşık her 100 yetişkinden 5-7’sinde, yani 10 kişiden birinde görülebilmektedir. Yaşadığımız ortamdaki hava kirliliği veya bölgesel farklılıklar bu oranları değiştirmektedir, özellikle şehirde yaşayanlar için gün geçtikçe daha ciddi bir sorun haline geldiği görülüyor.

Yetişkinlerdeki astımın diğer yaşlarda olduğu gibi en büyük nedeni alerjen ile temas sonrası oluşan alerjik astımdır. Bu yüzde astım dediğimizde bazen % 80’lere varan şekilde alerjik astım aklımıza gelir. Bunun dışında toz, boya, parfüm, deterjanlar gibi kimyasal maddeler içeren irritan uyaranlarla karşılaşma veya bir enfeksiyon sonucunda da ataklar tarzında ortaya çıkabilir.

Astım genellikle nefes darlığı hırıltı ve öksürük olarak karşımıza çıksa da bazen sadece geçmeyen tekrarlayan öksürük olarak kaşımıza çıkabilir. Öksürük ile ortaya çıkan bu durumda aslında bir astım tipidir. Alerjik astım bazen sadece hastayı rahatsız eden ev tozu, polen, küf, kedi köpek veya lateks gibi alerjenler ile karşılaştığında ortaya çıkabilir diğer durumlarda hiçbir şikayeti olmayabilir. Bu yüzden astım şikayetleri yavaşça ilerleyip zamanla kalıcı astıma dönüşebilir. Aslında bu hastalarda göz önüne alındığında astım bildiğimizden daha sık olarak karşımıza çıkabilir.

Astım aslında alerjik rinit veya saman nezlesi safhasında yakalandığında engellenebilir. Astım oluştuktan sonra ilaçlarla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Özellikle burun akıntısı hapşırma kaşıntı tıkanıklık gibi alerjik rinit şikayetlerinde varlığında tespit edilen alerjik hastalar, astım gelişmeden tedavi edilebilmektedir. Alerjik rinitli hastaların ne yazık ki %40 gibi yüksek bir oranında ileride astım gelişmektedir. Burun akıntısı burun tıkanıklığına sonrasında geniz akıntısına dönüşür bu süreç öksürük ile devam edip en son özellikle ailede de astım mevcutsa nefes darlığı, hırıltı şikayetleri ile birlikte astım olarak sonlanır.

Alerjik rinit aşamasında daha kolay tedavi edilirken alerjik astımı olan hastalar tedavi ile diğer yetişkinlerden farkı olmadan hayatını yaşayabilir. Astım belirtileri ortadan kaldırılabilir. Astım oluşmadan veya oluştuktan sonra tedavi konusunda eğitim almış yetişkin alerji uzmanları tarafından tedavi edilebilen korkulacak bir hastalık değildir.

Tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi Alerjik astımında en önemli nedeni genetiktir. Genetik ve çevresel faktörler ikisi birlikte ne yazık ki astım olmamıza yol açar. Anne ve/veya babada astım, alerjik rinit, egzama olması astım gelişme riskini arttırır.

YETİŞKİNLERDE ALERJİK ASTIM ŞİKAYETLERİ NEDİR?

Yetişkin hastalarda ortaya çıkan alerjik astım özellikle gece sabaha karşı gelişen ve tekrarlayıcı özellik gösteren inatçı 3 haftadan uzun süren öksürük atakları, göğüste sıkışma hissi, hırıltılı nefes darlığı atakları ile kendini gösterir.

Alerjik astımın en önemli şikayeti olan nefes darlığı ataklar halinde gelmekte olup özellikle geceleri uykudan hastayı kaldırması tipiktir. Ataklar arasında hastanın genelde nefes darlığı yakınması yoktur. Hastaların bir kısmı nefes darlığı şikayetleri azaldığı kaybolduğu için gün içinde normal hayatlarına devam edebilir. Fakat birçoğunda nefes darlığı sürekli bir hal alabilir ve hastanın yaşam kalitesini bozarak sürekli geceleri uykudan uyandırmaya, iş gücü kaybına, acile başvurulara, hastaneye yatmalara neden olabilir.

Astım bilindiği gibi alerjik rinit ayrıca tekrarlayan geçmeyen sinüzit ve burun eti yani nazal polip ile birlikte hastaların %40 ile %60’ında görülür.

Alerjik astım tanısının konulması için hastanın şikayetlerinin ve hikayesinin doğru bir şekilde alınması ayrıca fizik muayenesini edilmesi çok önemlidir.

Alerjik astım belirtileri sorgulandıktan ve muayene edildikten sonra tetkiklere geçilir. Astım şikayeti olan hastalarda alerji testi yapılması gereklidir. Astımlı hastaların %60 ile %80‘ i alerjik astımdır bu yüzden alerji testleri önemlidir. Solunum fonksiyon testi, kan tetkikleri, akciğer filmleri gibi tetkiklerinden gerekli olanları yapılır. Çıkan sonuçlara göre de alerjik astım olup olmadığına karar verilir.

Yetişkinlerde Alerjik Astım Tedavisi birçok basamaktan oluşmaktadır.

Alerjik astım tedavisi 5 basamaktan oluşur. tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi ilk önce korunma ile başlar sonrasında ilaç tedavisi, alerji aşısı, tamamlayıcı tedavi ve eğitim yer alır. Alerjik astım tedavisinde korunma denilince alerjik astıma neden olan ve tetikleyen faktörlere karşı korunma tedavisidir. Korunma tedavisinde mümkün olduğunca alerjenlerden korunma ve tetikleyicilerden korunma şeklinde olabilir. Alerjik astım gelişimine neden olan alerjenlerden korunma yöntemlerine uyulması hasta için çok önemlidir. Alerjiye yol açan alerjenlerden korunmak ileride uygulayacağımız ilaç tedavilerini ve diğer tedavi yöntemlerini de etkilemektedir.

YETİŞKİNLERDE ALERJİK ASTIM TEDAVİSİNDE İLAÇ TEDAVİSİ NASILDIR?

Alerjik astım tedavisinde rahatlatıcı ve iyileştirici tedavi olmak üzere iki türlü ilaç tedavisi vardır.

-Alerjik Astım Tedavisinde Rahatlatıcı İlaç Tedavisi

Alerjik astımlı hastalarda en önemli şikayet nefes darlığıdır bu yüzden biran önce nefes darlığının giderilmesi gereklidir. Alerjik astım tedavisinde rahatlatıcı ilaç tedavisinde ilaçlar bronşlarda genişleme yaparak öksürük ve nefes sıkışmasında rahatlama sağlar

-Alerjik Astım Tedavisinde İyileştirici Tedavi

Alerjik astımın tedavisi için gerekli olan en önemli ilaçlar kontrol edici olan iyileştirici tedavilerdir. Kortizon içeren ve içermeyen ilaçlar vardır. Bu tedaviler akciğerlerdeki alerjik astım nedeniyle gelişen hasarı düzeltmek için kullanılmaktadır. Çoğu kez rahatlatıcı ilaçlarla birlikte kullanılırlar astımın durumuna bağlı olarak uzun süreli kullanılır. Hastalar tarafından çoğu kez kortizon içerdiği için kullanılmak istenmeyen ilaçlar aslında içerdikleri kortizon çok az miktardadır ve dozları hastaya zarar vermeyen dozlar olarak ayarlanması gerekir. Kortizon içeren ilaçlar uygun verilirse hep korkulan kortizonun zararı olmayacaktır.

YETİŞKİNLERDE ALERJİK ASTIM TEDAVİSİNDE ALERJİ AŞI TEDAVİSİ GEREKLİ MİDİR ?

Alerjik astım tedavisinde alerji aşısı çocuklarda olduğu gibi yetişkin hastalarda da etkili bir tedavidir. Alerjik astım hastalığında şikayetlere yol açan alerjenlerden uzak kalmak çok önemlidir.

Kedi, köpek, lateks gibi bazı alerjenlerden uzak kalınırsa şikayetler kontrol altına alınır. Çok daha yaygın bulunan ev tozu veya polenler ile teması kesmek mümkün olmamaktadır.

Alerji aşıları veya immünoterapi alerjimize yol açan alerjenlere karşı vücudumuzun tolerans geliştirmesi için daha fazla alerjenin hastaya verilmesi ile oluşur. Alerji aşıları dilaltı tablet ve cilt altı enjeksiyon aşısı olmak üzere iki tiptir.

Alerji aşılarında kortizon ve hormon bulunmaz sadece alerjenler bulunur.

Aşı tedavisi (İmmünoterapi) alerjik hastalıkların doğal gidişini değiştiren tek tedavi yöntemidir. Bu nedenle İmmünoterapiye erken dönemde başlanılmalıdır. İmmünoterapi en son başvurulacak bir tedavi seçeneği olarak değil, hastalığın erken döneminde ilaç tedavisine ek olarak uygulanan bir tedavi seçeneği olmalıdır.

YETİŞKİNLERDE ALERJİK ASTIM TEDAVİ EDİLMEZSE NELER OLUR?

Alerji uzmanları tarafında tetkikleri yapılan ve alerjik astım tanısı konan hastaların ileri yıllarda daha büyük sorunlara dönüşmeden tedavilerinin yapılması gereklidir. Alerjik astım tedavisi yapılmadığında ciddi sorunlara neden olur.

Yetişkinlerde Alerjik Astım Tedavi Edilmezse Akciğerler Etkilenebilir

Alerjik astım tanısı konan hastaların asıl tanı konulduktan sonra en önemli kısmı tedavi oluşturmaktadır. Uzun ve çeşitli ilaç tedavileri ile birlikte aşı tedavisini içeren tedavi basamakları hasta için çok önemlidir. Alerjik astım tedavi edilmezse sık öksürük, nefes darlığı şikayetlerinde artış olur. Balgam çıkarılamaz. Bunun sonucunda zatürre gelişebilir. Sık tekrarlayan Zatürre atakları sonucunda akciğerlerde kalıcı hasara yol açabilir. Tedavi edilmeyen alerjik astım ne yazık ki aynı şekilde kalmaz daha fazla ilerler ve tedavisi zor astım haline gelir bununla birlikte Astım atakları nedeniyle sık sık hastanelerin acil servislerin de yatırılmak zorunda kalınabilir.

ASTIMDA YENİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ NELERDİR ?

Astım tedavisinde son yıllarda önemli değişiklikler olmaya başlamıştır. Kortizon içeren ilaçlarından sonra geliştirilen biyolojik ajanlar astım tedavisinde de gelecekte büyük umutların gelişmesine yol açmıştır.

Ülkemizde de kullanılan yeni jenerasyon ilaçlardan olan biyolojik ajanlar astıma yol açan hücrelerdeki reseptörlere veya IgE antikorlarına bağlanarak etki gösterirler.

Son birkaç yılda, FDA tarafından onaylanmış yeni ilaçlar var ve bu yeni biyolojik ilaçlar ciddi astım ve orta ya da şiddetli atopik dermatit tedavisi için kullanılmaktadır.

Omalizumab, mepolizumab, reslizumab, benralizumab ve dupilumab astım tedavisinde kullanılmak için onay almış olan biyolojik ilaçlardır. Ülkemizde sağlık bakanlığı tarafından sadece omalizumab onay almıştır. Diğer biyolojik ilaçlar ileride onay alabilirler.

Omalizumab içeren ilaç ülkemizde de astım tedavisinde yıllardır kullanılmaktadır. Astımlı hastaların tedavisinde yeni kullanılan ilaç olan omalizumab Anti IgE olarak da adlandırılmaktadır.

Omalizumab içinde yer alan ilaç dolaşımdaki IgE’ leri bağlayarak alerji hücresinin üzerine yapışmasını engeller ve bu şekilde alerji hücrelerinden kimyasal maddelerin salınması engellenmiş olur.

Diğer bir ilaçta yakında onay alması beklenen Mepolizumab: 12 yaş ve üzerindeki şiddetli eosinofilik astım tedavisi için onaylanan bir anti-IL-5 ajanıdır.

Bu tür yeni biyolojik ajanlar astım tedavisi konusunda yeni umutların doğmasına yol açmıştır ve alerjik astım her geçen gün daha etkin tedavi edilebilir bir hastalık haline dönüşmektedir.

senCard Video Hekimlik - Doç. Dr. Ramazan Ersoy katkılarıyla hazırlanmıştır.

Bu kategorideki diğer maddeler;

Alerjik Rinit

Devamını Oku

Alerjik Rinit (Alerjik Nezle) Ve Uyku Bozuklukları

Devamını Oku

Koronavirüs (COVID-19) Hakkında Sık Sorulan Sorular

Devamını Oku

Romatizmaya Yaşamsal Destek Önerileri

Devamını Oku

Grip’ten Korunmanın Doğal Yolları

Devamını Oku

Böbrek Taşları Hakkında Her Şey

Devamını Oku

Akılcı Antibiyotik Kullanımını Anlamak

Devamını Oku

Alerji Belirtileri Mi Yoksa Soğuk Algınlığı Mı?

Devamını Oku

Gizli Seker Nedir?

Devamını Oku

Yaz Aylarında Şeker Hastalarının Dikkat Etmesi Gerekenler

Devamını Oku

Hipertansiyon Nedir? Nasıl Korunmalı?

Devamını Oku

Astım Nedir? Alerjik Astımı Neler Tetikler?

Devamını Oku

Diyabet Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Devamını Oku

Diyabet (Şeker Hastalığı) Nedir?

Devamını Oku

Diyabet Hastaları için Meyve Tüketimi Nasıl Olmalı?

Devamını Oku

Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

senCard kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Çerez Bildirimi, Gizlilik Bildiriminin bir parçasıdır. Daha detaylı bilgi için Çerez Politikamıza bakınız. Çerezleri Kabul Ediyorum / Kabul Etmiyorum

x