Akran zorbalığı, çocuğun kendi yaş grubundan diğer çocuklara karşı sözlü veya fiziksel saldırıda bulunması durumudur. Akran zorbalığında zorbalığı yapan kişi zorbalığa uğrayandan fiziksel veya sosyal olarak daha güçlü konumdadır ve diğer tarafa sürekli, isteyerek ve planlı bir şekilde zarar verir. Zorbalığa uğrayan çocuk, kendini koruyamayacak durumdadır. Akran zorbalığı, isim takma, iftira atma, dedikodu yapma, tehdit etme, küçük düşürme, hakaret etme ve oyunlara kabul etmeyerek dışlama, çalma, eşyalarına zarar verme ve fiziksel zarar verme şeklinde görülür.
Akran zorbalığı çocukların bir arada vakit geçirdiği her ortamda olabilirken okullarda daha yaygın olarak yaşanmaktadır. Zorbalığa uğrayan çocuk okula gitmek istemez ve baş ağrısı, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi somatik şikayetler gösterebilir.
Akran zorbalığına uğrayan çocuklar genellikle diğer yaşıtlarına kıyasla daha kaygılı ve çekingen olurlar, aynı zamanda başkalarına güven duymakta zorlanırlar. Bu çocukların sosyal becerileri yaşıtlarına göre daha azdır, çözüm üretme becerileri zayıftır, çok fazla arkadaşları olmaz ve genelde yalnızlardır. Bu da onları hedef haline getirir.
Akran zorbalığına uğrayan çocuk;
Akran zorbalığına maruz kalan çocuklar her zaman bunu anne-babaları ve öğretmenleriyle paylaşmazlar. Çocuklardaki değişimleri takip etmek ve yukarıdaki belirtilere dikkat etmek çocuğun zorbalığa uğrayıp uğramadığını tespit etmek ve ona ihtiyacı olan yardımı sağlamak için önemlidir.
Anne-babaların çocukları ile günlerini paylaşmaları, okulda ve gün içinde neler yaptıkları ile ilgili sohbet etmeleri, çocuğun hayatındaki zorlukları tespit etmelerini kolaylaştırır. “Bugün nasıl geçti?” gibi kısa cevap verilerek geçiştirilebilecek sorular yerine, “Bugün hangi arkadaşlarınla oynadınız?”, “Günün en güzel anı ne zamandı?”, “Günün en zor anı ne zamandı?” gibi sorular sorarak daha fazla bilgi almak mümkün olur.
Akran zorbalığına uğradığını eğer çocuk kendisi anlatıyorsa, çocuğun söyleyeceklerini yorum yapmadan, suçlayıcı olmadan, yorum ve yargılamada bulunmadan dinlemek ve çocuğa inanmak çok önemlidir. Eğer anlattığı şeyler doğru değilse yine çocuğu suçlamadan neden böyle bir şey anlatma gereği duyduğu araştırılmalıdır.
Çocuğa “Sen arkadaşını kızdırmış olabilir misin?”, “Neden sana böyle bir şey yapsın ki?” gibi sorular sormaktan kaçınmak gerekir çünkü bu sorular başına gelenlerden kendisinin sorumlu ve suçlu olduğu algısını yaratır.
Çocuk akran zorbalığını kendisi anlatmıyor, anne-baba bu ihtimalden şüpheleniyorsa bunu çocuğa direkt sormaktansa çocuğun hareketlerini ve duygu durumunu takip edip, sohbet eder gibi arkadaşları ile okulda nasıl zaman geçirdiği ile ilgili olumlu ve olumsuz sorular sorarak bilgi edinmeye çalışmalıdır.
Çocuğun akran zorbalığına maruz kaldığı öğrenildiğinde veya böyle bir ihtimalden şüphelenildiğinde mutlaka okul ile iletişime geçilmeli, öğretmen ve yöneticiler bu durum hakkında bilgilendirilmeli ve zorbalık davranışı durdurulmalıdır. Çocukla birlikte zor durumda kaldığında yardım ve destek alabileceği güvenilir bir kişi belirlemek, kendini koruyabileceği yöntemler düşünmek ve soruna çözüm üretme sürecine çocuğu da dahil etmek çocuğun kendini güçlü ve güvende hissetmesine yardımcı olur.
Akran zorbalığı, zorbalığı yapan ve zorbalığa maruz kalan her iki çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen bir durumdur ve doğru zamanda doğru şekilde müdahale edilmediğinde etkileri uzun süre devam edebilir. Akran zorbalığına müdahale edilirken her iki tarafın da psikolojisi ve iyiliği gözetilmelidir. Zorbalığı yapan çocuğun da zorbalığa maruz kalan çocuğun da yardıma ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır.
Bu yazı çocuk gelişim sitesi CocukluDunya.com iş birliği ile hazırlanmıştır.
senCard kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Çerez Bildirimi, Gizlilik Bildiriminin bir parçasıdır. Daha detaylı bilgi için Çerez Politikamıza bakınız. Çerezleri Kabul Ediyorum / Kabul Etmiyorum
x