İnsan hayatını tehdit eden en önemli hastalık grubunun başında kalp damar hastalıkları yer alır. Öyle ki kalp damar hastalıklarından ölüm oranı, halen tüm kanser olgularınınkinden 2 kat daha yüksek. Ülkemizde her yıl 250 binin üzerinde kişiye kalp damar hastalığı tanısı konuluyor ve yılda 150 binden fazla kişi maalesef kalp damar hastalıkları nedeni ile hayatını kaybediyor. Hastalıkların oluşmadan önleminin alınması veya belirtiler başladığında hızlı bir şekilde müdahale edilmesi ise hayat kurtarıcı olabilir.
Güncel modern tedavide amaç, kalp damar hastalıklarının önceden tespit edilmesi ve koruyucu tedavinin yapılmasıdır. Bu amaçla kimlerin kalp damar hastalıklarına maruz kalacağının öngörülerek tedbir alınması birincil hedeftir. Hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, aşırı kilo, sigara gibi risk faktörleri uzun yıllardan beri en iyi bilinen ve değiştirilebilir olan, büyük risk faktörleridir.
Ülkemizde yapılan çalışmalar diyabetlilerin oranının yüzde 8, hipertansiyon oranının erişkin erkeklerde yüzde 36.2, erişkin kadınlarda ise yüzde 43.1 olarak bildiriyor. Ülkemizde hipertansiyon oranı yaş ile birlikte hızla artıyor ve 40'lı yaşlarda çok daha belirgin hale gelir. Hastalığın görülme oranları bölgesel olarak da farklılık göstermekte. Marmara, Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgelerinde bu oran yüzde 35’in üzerine çıkar.
Kalp krizi anında genelde göbekten çeneye kadar olan bölgelerde sıkıntı, ağrı veya nefes alamama hissi yaşanır. Kriz öncesinde hastalarda çabuk yorulma, nefessizlik, ağrı veya göğüste hafif sıkıntı gibi belirtiler fark edilebilir. Ancak bu belirtiler halk arasında genellikle sadece kilo almaya ve egzersiz yapmamaya veya ilerleyen yaşa bağlanıp önemsenmez. Kalp ağrıları çok hafif olup, egzersiz ile gelen hafif bir tıkanma veya göğüste yanma hissiyle karıştırılabilir. Ancak bu noktada dikkat etmeniz gereken özel bir fark var ki, belirtiler sanıldığının aksine sadece sol tarafa değil aynı zamanda sağ kola veya sadece sırta veya göbek etrafına da yansıyabilir.
Kalp krizi anında göğüs, kollar, mide veya boğazda sıkıntı, baskı, nefes alamama hissi, ağrı veya ağırlık hissedilir. Ancak bu şikayetler kalp krizi geçiren diyabetik hastalarda hiç görülmeyebilir ve hastanın hiçbir şikayeti olmayabilir. Diyabetik hastalarda ağrı, sinirlerindeki harabiyet ve hissizlik nedeni fark edilmediğinden, kişi ayakta hiç farkına varmadan sessiz kalp krizi geçirebilir.
Asıl yapılması gereken hastaların kriz geçirmeden önce yaşını, kilosunu, ailesel veya bireysel risk faktörlerini de göz önünde bulundurarak kontrolden geçmesi. Göğüste sıkıntı hissi, çabuk yorulma ve tıkanma gibi sorunları olanların şikayetleri ağırlaşmadan önce mutlaka doktora başvurmaları gerekir. Günlük koşuşturmaca içerisinde belirtileri önemsememek ve hele de “benim göğüs ağrım yok ki” diyerek ihmal etmek, çok tehlikeli bir duruma neden olabilir. Sonrasında da hasta görmeyi beklediği ağrıyı kriz ile birlikte karşılayabilir.
Kalp hastalığı belirtileri, riskin yüksek olduğu 20’li yaşlarda başlayabilir. Günümüzde maalesef spor yapma alışkanlığının azalması, kilo alma, aşırı yağlanma, kötü ve hazır beslenme, sigara içme yaşının aşağı inmesi, multimedya ve bilgisayar teknolojisinin çocukları koltuğa yapıştırması gibi nedenler kalp damar hastalıklarının çocukluk yaşlarda belirmesine neden olur. “Kalp, yaşlı hastalığıdır, çocukluk yaşta da kalp hatası mı olunur?” gibi yanlış algıları ve bilgileri yıkmak ve günümüz hastalıklarını modern hayata göre yeniden dizayn etmek gerekir. Erişkinler için saydığımız belirti ve riskleri çocuklar için de aynı ciddiyetle düşünmek ve tedbir almak şart. Unutulmamalıdır ki hekimler insanları iki şekilde tedavi eder. Birincisinde hekimler kişilerde gelişen hastalıkları tedavi eder. İkincisinde ise ileride olması muhtemel hastalıklardan kişiler korunur ve riskler azaltılır.
Doğru beslenme, düzenli egzersiz yapma, zararlı alışkanlıklardan korunma, masaya bağlı kalmama, düzenli uyuma ve düzenli olarak kontrolde olma insanları kalp damar hastalıklarından koruyabilir. Kalp hastaları olma durumlarında ise ciddi zararlar görmelerini engelleyebilir. Yani trafik kazası olmadan insanları kazalara karşı korumak esas marifettir, kaza olduysa da sonrasında yaralıları kurtarmaya ve kanı durdurmaya çalışmak ikinci hedefimiz olmalı.
senCard kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Çerez Bildirimi, Gizlilik Bildiriminin bir parçasıdır. Daha detaylı bilgi için Çerez Politikamıza bakınız. Çerezleri Kabul Ediyorum / Kabul Etmiyorum
x